Audrey Hepburn'lerin, Marilyn Monroe'ların rüzgar gibi estiği
50'lerden merhabalar,
Herkesin keyfi yerindedir umarım. Benimki oldukça yerinde çünkü tatildeyim :) Yorucu bir dönem ve final haftasını geride bıraktık. Şu gün boyu bomboş olma durumunu o kadar özlemişim ki! Uzun zamandır ilgilenemediğim blogumun başına geçtim ve biriken postlarımı hazırlıyorum.
Bu dönem 'Moda Tarihi' diye bir ders aldık. O kadar keyifli bir dersti ki. Giyinme ihtiyacının hissedildiği ilkçağlardan günümüze kadar olan moda sürecini gördük. Her öğrenci belli bir dönemin sunumunu yapmak zorundaydı. Ben bunu duyar duymaz hemen 50'leri seçtim tabi. Eğer moda konusunda bir dönemde yaşayacak olsam bu kesinlikle 50'ler olurdu.
Sunumumu cidden keyifle hazırladım. Zaten onu da ayrı bir başlık altında paylaşacağım. Sunum için 50'lerde yaşayan bir kız olmak istedim. Dönemde puantiye ve bele oturan kabarık elbiseler çok fazla vardı. O yüzden bende evde olan bu puantiyeli kumaşı kabarık bir elbise yapmak istedim.
Ama gelin görün ki annem benimle aynı fikirde değildi. Bu kumaştan olmayacağını söylüyordu ama bence çok iyi de olurdu çok güzel de olurdu:)) Biraz tartıştıktan sonra ikna ettim. Son gün yetişti elbise. Terziniz annenizse hayat bazen zor olabiliyor.
Sunumum çok güzeldi yani elbiseden aksesuarlara hatta makyaja kadar dönemi yansıtmaya çalıştım. Hocadan da sınıftan da çok güzel geri dönüşler aldım.
Dönemde fiyonklar da çok kullanılmış biz de kemerde kullandık.
Buzların arasında açık topuklu ayakkabıyla fotoğraf çektirmek biraz delilikti kabul. Zaten okulda görenler şok geçiriyordu :))
Çantam bizzat 50'lerden kalma efenim. Sizce de çok tatlı değil miii?
50'ler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki dönem olduğu için ekonomik bir kriz söz konusu. O yüzden giyimde de 'Ölçülü şıklık' dönemin sloganı.
Özellikle inciler de takı olarak en fazla kullanılanlar arasında.
Tabiki de yine yeniden çok eğlendik çekimlerde. Bu arada kürk etollerde dönem de çok fazla kullanılmış. Her şey bu kadar denk gelemezdi.
Okula misafir gelen öğrencilerden birinin 'Film mi çekiyorsunuz acaba?' demesi üzerine ''Kül kedisi Sindirella'' çekimi yaptık hani o saat 12 olduğunda gitmek zorunda olup ayakkabısının tekinin ayağından çıktığı ve onu orada bırakmak zorunda kaldığı sahne:)
Bu da prensin Sindirella'yı bulmak için bütün genç kızların ayağında o ayakkabıyı denediği sahne. Biz eğlendik :))
:) Çok severek okudum, seçimlerin gerçekten çok entesan ve nedense hepsi sana yakışıyor. Belki başkası giyse olmaz. Annen sana göre her şeyi cuk oturtuyor olmalı. Puantiye severim ama hiç giymedim:)
YanıtlaSilTeşekkürler, annemi cidden çok uğraştırıyorum sağolsun o da kırmıyor beni:) Puantiyede bu renkler biraz fazla ama siyaz beyaz giyin mutlaka:)
SilAayy cok güzel olmussunuz çok da güzel hazirlanmissiniz sunumunuza :) heyecan yaptınız mi sunum yaparken ��
YanıtlaSilTeşekkürler, yani bilmem illa biraz heyecan oluyor ama çok değil:)
Sil