SONBAHARDA ABİYE KOMBİNİ

Bir abiye kombininden herkese merhaba. Keyifler nasıl? Benim şu aralar keyfim pek yerinde. Ama hava değişikliğinden midir nedir hasta oldum :( Neyse hal hatır kısmından sonra gelelim kombinimizee:)

Abiye kombini yaparken en dikkat etmemiz gereken şeylerden biri ayakkabılar. Uzun abiye kıyafetlerin altına GİYMEMEMİZ gereken ayakkabı kesinlikle stiletto! Stilettoları abiye kıyafetlerle tercih etmeyin. Uzun abiyeye en yakıştığını düşündüğüm ayakkabı ise kesinlikle platformlar çok daha havalı duruyor. Şıklığınızı da çok daha ön plana çıkarır. Ben bu ultra platform ayakkabıyı tercih ettim:)) Ayakkabı kalın topuklu olması ve ön tarafının da yüksekliğinin arkasıyla dengeli bi şekilde yüksek olması çok rahat etmemi sağladı. Ayakkabı rugan ama ön tarafında iki rugan arasında süet detay var. Çantamı da süet tercih ederek bi uyum yakaladım.

Üzerimde gördüğünüz neona dönük yeşil elbise ise( herkes sarı zannediyor ama o bir yeşil:)) yine annem ve benim tasarımım. Üst kısmı oturan alt kısmı ise tam 10 parça ayrı ayrı dikilerek yapıldı.Fotoğraflarda parçalar belli olmasa da kesinlikle bizim için çok zahmetliydi kalıbı çıkarana kadar canımız çıktı:) Alt kısmı kloş olarak da kesilebilirdi fakat parçalı şekilde çok daha hoş oldu. Çiçekli her şeye bayıldığım bir dönemdeyiz :') o yüzden bunu da bu şekilde yaptık. Uçuş uçuş havalı bi elbise oldu.

Kumaşı krep gerçekten çok rahat bi yapısı var. Aslında abiye dediğime bakmayın çünkü kumaşın yapısı gereği hem gece hem gündüz giyilebilecek formda bir elbise.

Yolda durdurup o kadar çok soran oldu ki. Bu beni çok sevindirdi. Ama daha öyle bi üretim halinde değiliz malesef.

Çekimleri tabiki de Ünye'de yaptık. Bu muhteşem doğayı kaçıramazdım. o kadar eşya toplama kargaşası içinde çabama sağlık :))

Allahım duruşa bak ya heykel gibi tövbe yarabbim :)) Mankenlik duruş stillerini baya kapmışım yalnız:))

ELBİSE: S.KANTAR

ŞAL: İPEKEVİ

AYAKKABI: BAHÇELİ 7.CADDEDE Bİ BUTİKTEN

ÇANTA:  MATMAZEL'Dİ GALİBA ALALI UZUN ZAMAN OLDU :)

Yazımı buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim daha güzel postlarda görüşmek üzeree:)

KARADENİZİN İNCİSİ: ÜNYE!

Şehirler diyorum.

Bi insan bi şehire nasıl bağlanır?
O şehre insanlarını sevdiğiniz için mi bağlanırsınız?
Ünye'de yaşamadan önce ben de öyle düşünürdüm.
Yanlış.Çok yanlış. İnsanlar biter.İnsanlar gider.Her acında sırtını döner bir kez daha vururlar.Bunu hemen anlayamazsın zaman gerek.
Ama şehirler terketmez.Her gittiğinde kucak açar sana.Hele ki deniz varsa o şehirde,Engindir.Vefalıdır.Gidip bağıra çağıra anlatırsınız da derdinizi kimselere demez.
Öyle bi şehir düşünün ki gözyaşlarıyla bana bu satırları yazdıran.

Bu güne kadar ''Bir şehri güzel yapan insanlarıdır.'' dedim ben hep. Çook dostluklar bıraktım arkamda. Yaklaşık 3 yaşımdan beri geziyorum şehir şehir. 'Nerelesin?' sorusuna cevabım yok.Uzamasın mevzu diye Afyonluyum diyorum. Siirt,Denizli,Uşak,Karaman,Ankara ve Ünye. Tabi bunlarla beraber gidilip gelinen bissürü şehir ve bissürü insan. Ünye'yi diğerlerinden ayırıyorum çünkü belli bi acı sınırındayken geldim ben buraya. Hiçbir insanla bağ kurmadım. Ama şehir beni müptela etti kendine. Açıkçası kurmak istesem de bana insanları çok soğuk geldi. Buradan Ünyelilerin gönlünü kırmak istemiyorum. Belki de ben soğuk insanlarla karşılaştım. Burada böyle dizilerdeki gibi Karadeniz şivesiyle konuşan insanlar yok varsa da çok nadir. Mesela düğünlerde horon tepen insanlara çook az rastladım.Biraz arada kalmış bi şehir alttan iç anadolu esintileri yanlardan karadeniz esintileri. Mesela en çok şaşırdığım şeylerden bi tanesi de kendi yöresel yemeklerinin lokantalarda bulunmaması. O kadar ilginç yemekleri var ki ben tattım hayran kaldım. Keşke bulsaydık.Ayrıca Karadenizin en güzel en uzun  sahilleri Ünye'de. Çünkü Karadeniz çok dağlık olması sebebiyle Ünye'den ileri gittikçe de  daha da darlaşıyor Evet itiraf etmeliyim ki Karadeniz havalarında yaşayamacağımı düşünüyorum.Günlerce güneş açmayıp yağmur yağdığı zamanlar oluyor çünkü:( Ama doğası her şeyin üstünü örter vaziyette.

Düşünüyorum da belli bi şehirde belli bi çevrede olmak mı yoksa sürekli şehir değiştirmek mi?
Bu mevzunun canıma tak ettiği çok zamanlar oldu. Bi yere gidiyorsun güzel insanlar tanıyıp mis gibi dostluklar kuruyorsun. Sonra ayrılmak zorunda kalıyorsun. Gittiğin şehirde her şey sil baştan. O kadar zor bi şey ki bu gönlü yoran. Orada tekrar dostluklar kuruyorsun hoop bi daha gitmek zorunda kalıyorsun. Tabi bunun bi de sürekli eşya toplama kısmı var bıkkınlık getiren.
Ama iyi yönleri de var. Çünkü tebdil-i mekanda ferahlık vardır. En önemlisi de bi yere yerleşemiyorsun. Şu hayatta geçici olduğunu idrak etmene yarıyor. Farklı kültürler,hayata farklı bakan insanlarla birlikte bissürü pencereden bakabiliyorum dünyaya. Empati duygunu tavan yaptırıyor. Değişik tatlarla mideni,bambaşka müziklerle ruhunu doyuruyorsun.Ufkun genişliyor.
Çok şehirliyim artık ben. Ünye'de bir buçuk yıl yaşadım yaklaşık olarak. Karadeniz kızı vasfını da ekliyorum buradan giderken kendime.
Evet  sabah denizden tutulup akşam tabağımda olan balıklarını,
Her kafama estiğinde denizin dibinde bitmeyi,
Güneşli olup da aniden kapkara olan havalarını,
Birden derinleşiveren denizinde yüzmeyi,
Evimden izlediğim muhteşem günbatımlarını,
Evimin ve Çakırtepe'nin harika manzarasını
Her mevsim yemyeşil doğasını,
Ramazan şenliklerini,
Anlamsız bi şekilde seni seviyor oluşumu çok özleyeceğim.
Ben gidiyorum artık hiç haz etmediğim gri gökyüzülü bi şehre. Ama o umut hep içimde yoksa yaşayamazdım zaten.
Ben şimdi son günlerimin,son balık mangal ziyafetlerimin  tadını çıkarıyorum.
Ben gidiyorum Ünye hoşçakal...

VAZGEÇİLMEZİM ÇİÇEKLER!

Merhabalar, şu sıralar blogu çok boşladım. Çünkü ev taşıyoruz.(Pek sevdiğim Karadeniz'den ayrılıyoruz bununla ilgili de bi post gelecek.) Ama bi yandan da yazmak istiyorum. Karadeniz'deki doğa malumunuz buradaki arka planı da kaçırmak istemiyorum. O yüzden  fotoğraf çekimlerine devam ediyorum bu yoğunlukta. Bugünkü kombinimde yazın ve hatta önümüzdeki sonbahar kışın da yükselen trendi çiçekler var. Üzerimdeki elbisenin yine tasarımı bana dikimi anneme ait. Elbisenin çok rahat bi formu var. Kumaşı incecik yazın çok rahat ettim bu yüzden.Önünde düğmeler var bele kadar ve belinde de kendi kumaşından bi kemer var. Düğmeler de yine kendi kumaşından çünkü uygun renk düğme bulamadık :))

Şala gelirsek artık yavaş yavaş her yerde  görebileceğimiz şifon şallardan. Gerçekten çok rahat incecik olmasından dolayı.  Ama biz bu şalı da kendimiz yaptık. Çünkü hazır satılanların kesimini ve uzunluğunu beğenmiyorum. İnsanın kendi yaptığı şeyleri giymek gerçekten güzel ve gurur verici bir duygu :)

SONBAHAR TRENDLERİ ve RENKLERİ

Selaamm,

Buralara gri gökyüzü gelmişken böyle bir post yapayım dedim. Sonbahar kışı da sevmediğimi bilmeyen kalmadı heralde ;) Ama bu kombinleri hazırlarken bi ısınmadım değil yani renklere. Sonbahar kışta hangi renkler ön planda beraber inceleyelim. Her kış sezonunda olduğu gibi siyah ve deve tüyü, camel renkleri var. Neden? Çünkü bu kış sezonu yani insan kışı düşününce hep bu renkler gelir aklına :)) kışın vazgeçilmezleri adeta. Ama benim aklıma bir renk daha geliyor ki o da kırmızı ve tonları. Bordo da bu sezon en sık göreceğimiz renklerden. Bunların yani sıra kobalt mavi de geçen sezon olduğu gibi bu sezon da çok moda. Isınmamın sebebi belki de şudur ; bu sezon neon renkler de gözde! Ee biz bu neonları yaz rengi diye biliyorduk. Amaa bu sefer sonbahar kışta da göreceğiz. Moda böyle bi şey yani hiç şaşırmayın :)) Bana çok da uzak gelmedi aslında. Evet her sezon trend renkler,öne çıkan renkler olabilir. Ama bana göre renklerin zamanı yoktur. Çünkü ben de o anki ruh halim neyse ona göre giyinenlerdenim. Psikoloji ve renklerin çok büyük bi bağı var bana göre. İsterseniz fotoğraflarla inceleyelim;

EN YAKININDAKİLER!

Hayatımızı,ömrümüzü yemedi mi ya bazı samimiyetsiz ''en''  yakınımızdakiler?!
Sen ne kadar değer versen,onların iyiliğini istesen de o senin gelişmeni,bir yerlere gelmeni,başarmanı neden istemez neden? O içten içe fesatlık neden?
Kötü şeyler yaşarsın. En çok aradığın zamandır en yakınındakileri ama bulamazsın. Evet belki gelse de görüşmeyeceksin.Evet arasa da açmayacaksın o telefonu. Ama o arasın,gelsin,cevabını alamayacaksa da sorsun yine.Tam olarak bunu istersin.Haksız mısın? Tabiki de hayır. Sen haklısın! Çünkü bi insanın en yakınında olmak bunu gerektirir. Ama gelmez ama aramaz ama sormaz. Affedersin,affedersin,affedersin...Olsun dersin ya geçti nasıl olsa. İyi şeyler de olmaya başlamıştır hayatında,şans da bi gülücük atmıştır sana, yavaş yavaş başarı basamaklarını çıkmaya başlamışsındır. Ama bi gün bi fark edersin  o soğukluğu o içten içe fesatlığı.. Anlam veremezsin. Yok ya saçmalama dersin kabul etmek istemezsin. Çabalarsın içindeki seni yalancı çıkarmak için. Zamanla daha çok anlarsın sen kuyuyu tırmanmaya çalıştıkça onlar seni aşağı iter.

I LOVE ''YELLOW''

Güzel bir pazar sabahından herkese günaydın, evet bugün miskinlik günü :) ama Seher kalktı blog yazısı hazırlıyor :))
Bugün sizlerle hem stil hem tasarım postu paylaşacağım. Sonbahar yavaş yavaş kendini hissettirmeye başladı.Ama ben kışı ve soğuk havaları sevmediğim için yaz bitmesin istiyorum. Bu yüzden inadına rengarenk giyinmeye devam ediyorum :)
Kombinimde tuniğimi annemle ikimiz tasarladık. Sarıya zaafım olduğunu bilmeyen kaldı mı? :)) Cidden sarıyı çok seviyorum bana kendimi enerjik hissettiriyor.Her tonunun hastasıyım.Zaten kışın da giymeye devam edicem sarıları.

BAHARIN VAZGEÇİLMEZİ ÇİZGİLER !

Blogumun ilk stil postundan selamm :)
Hem ilkbaharda hem de sonbaharda yüzünü gösteren çizgililer yine bizimle.Benim de kullanmayı çok sevdiğim bir desen.Enine,boyuna,çapraz,geometrik hiç fark etmiyor çizgili olsun yeter.Boyfriend jeanlerle çizgili bir bluz yada tunik güneş gözlüğü abartısız bir çantayla spor ve cool bir görünüm, çizgili pantolonla dümdüz desensiz tunik gömlekleri takılarla tamamlayıp altına bir stilettoyla şık bir görünüme kavuşabilirsiniz.

Aslında ''çizgili'' deyince aklımıza ilk olarak siyah beyaz geliyor. Siyah ve beyaz hepimizin bildiği gibi şıklığın en kolay yolu.Benim de siyah-beyaz ikilisine en çok yakıştırdığım renk tabiki de kırmızı ve pembe.Maskülen bir ayakkabı kot ve üzerine uzun siyah-beyaz çizgili blazerı kombinleyip büyük kırmızı bir çantayla kombininizi patlatabilirsiniz.Çizgili desenlerle çiçek desenlerini de bir arada kullanarak uyumsuzluktan uyum oluşturabiliriz.Dikkat etmemiz gereken en önemli nokta enine çizgiler bizi şişman gösterebilir :(. Ama ben bu duruma pek aldırış etmedim napiyim ben enine seviyorsam :')

Bİ' BEN EKSİKTİM BLOG ALEMİNDE :))

Blogumun ilk postundan herkese ''MERHABA!''


Yepyeni,umutlu,bol hayal kurmalı başlangıçlara bayılırım :)


Öncelikle beni tanımayanlar için adım Seher. Zor günler yaşadım vee artık güzel günleri yaşamanın vakti! Bu sene İpek Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünü tam burslu kazandım.Aslında beni tanıyanlar da bilirler ki çok daha iyi bölümlere(kime göre neye göre bu da ayrı bir post konusu) gidebilirdim.Ama gitmedim.Birkaç yıl hayalleri elinden alınmış biri olarak hayallerimin peşinden koşmak istedim.Zaten modaya olan ilgim çok fazla, tam bir alışverişkoliğim, tasarım dedin mi akan sular durur, e şimdiden kıyafetlerimi tasarlayıp anneme diktiriyorum daha ne!:))